22 Haziran 2011 Çarşamba

in a manner of speaking, i just want to say...

önce tıklayalım... hep birlikte dinlerken konuşalım biraz...


in a manner of speaking, i just want to say...


şimdi evet, ironi hatta sarkazm pek pasif agresif tavırlardır ve bizler pasif agresyonu evlerde öğrenmiş, sokaklarda bundan yılmış çocuklar olarak yapmayı ister ve severken kendimize yapılmasını hiç istemeyiz. ideal insanlar olduğumuzu kim söyledi ki? 


fakat'sız geçmeyecek...


fakat...


bazen insan çaresizdir, söyleyecek söz bulamaz. bulur da beğenmez. beğense n'olur, söyleyemez. laf olsun diye işte... 


işte öyle zamanlarda "give me the words" demelere doyulmaz. şarkımızdaki gibi. yani ne güzel söylemiyor mu, ben de senin gibi hiçbir şey söylemeden her şeyi anlatabilseydim...


güzelce susalım. dinleyelim. bilelim ki; insan bazen dinlemek ister, izlemek ister, durmak edilgen olmak ister. görmek, bakmak ister. kokusunu almak ister. olmazsa olmaz. olmazsa olmaz. (cümle tekrarı yapmadım, okumayı bilenlere...)


şarkı bitince söyleyeceklerim de bitti.


hiçbir şey söylemeyerek her şeyi anlatmak istiyorum. 


dün gözlerim çok ağırdı. ağırdı. kapanmıyordu, zonklamıyordu, ağırdı sadece. sonra gülden dokundu gözlerime. iyi geldi. çok iyi geldi. 


sandım ki içimdeki mercimek kadar umut da gitti artık, ondan.


sonra gece bir rüya gördüm. kavuşmak gibiydi. hamak vardı. sarılmak vardı. el vardı. dudak vardı. ayıltıp ayıltıp dövüyor zihnim beni.


allah o rüyaları kahretsin. 



Hiç yorum yok: