28 Haziran 2011 Salı

egom, zırhı ve devam etmek

bazen, bazı zamanlar olur, savunma mekanizmalarının gelmesi beklenir. zihin nerden baksak oyuncu bir şeydir. bir de elinde kapı gibi rüyalar var tabi, ustalaştıkça ustalaştığı.

zihin uzun zaman egoyu avcunun içine alııırr, severken severken döveerr, tam sadeleşmişken iki tokat atar, yine ağlatıııırr...

“hadi gelsin artık savunma mekanizmaları ama, hala üzülüyorum” derken bir anda yaşanmış olan yüzüstülükler, hayal kırıklıkları gelmeye başlar. “oh” denir, oyuncu zihin tokat safhasını geçmiştir. sonunda egoyla itiş kakışın olmadığı hafiflemelerin başladığı yere gelinmiştir. içindeki o “ulan ya yine tokatlarsa” korkusu da birkaç ana geçer. ne de olsa savunma mekanizması denilen bu uzun ve mekanik kelimeli zırh o tokatlardan da korumak için gelmiştir...

şimdiki eşik, savunma mekanizmalarını yenmeye çabalama eşiğidir, eh o eşiğe uyulup da aşılırsa, başa dönülür allah muhafaza.

zırhı iki yüzlü bulmanınsa kimseye faydası olmamıştır. ne de olsa herkes için hayat devam etmektedir. ve artık bu söz 17 yaşında karşılaştığın o şok sonrası söylendiğindeki gibi acıtmaz içini, başka türlü kırar belki. 

unutmamalıdır ki hayatın devam edişi kendiliğindenliği ile bağlayıcıdır...

2 yorum:

Adsız dedi ki...

sizi hayretle, biraz da kıskanarak takip ediyorum sayın karikamor hanım. hem mor hem de kelimelerle kendinizi ifade ederken gösterdiğiniz ustalık sebebiyle... bir insanın ne yaşarsa yaşasın gramajından kaybetmemesi, böyle dağ gibi, orman gibi, okyanus gibi sağlam durması ancak kumaşının kalitesi ile açıklanabilir kanımca. tebrik ediyorum sizi!

İlkim dedi ki...

çok teşekkür ederim, ne güzel sözler. bana tabi kendime yazıyormuşum kimseye bir şey ifade etmiyormuş gibi geliyor ama az biraz ediyorsa bile ne güzel. kıskanmak bu haliyle sevimli bile geliyor :)
tekrar teşekkür ederim.